Böyle abuk sabuk şeyler düşünürken buluyorum kendimi.Evde olmaktan sıkıldın sıkıldın sıkıldın ın terlik sesleri ,beni iş arama sitelerine yönlendiriyor.
çoğu zaman böyle evin ondörtkırk hali.yirmiüçotuzsekiz hali de böyle gerçi...
İnsanın başını matkaplarla delen,burnunu silmekten yorgun düşüren ve sesini arabeskteki Uğur Yücel'in sesine benzeten virüs sayesinde film de izleyemiyorum.
Bu virüs inatçı olduğu kadar sinema düşmanı.Burnumu silmediğim ender zamanlarda film aramama izn veriyor ama sağolsun.
Sahi Safety Not Guaranteed güzel filmdi.Sırf su üzerinde yüzen zaman makinası fikri için bile çok güzeldi.Neden gerçek hayatta böyle ilanlar verilmez ki.
Sahi bizim burda bugün üç sala verildi.İkisi kadınmış dedi babam,terliklerini giyerken.
Sahi Philip Seymour Hoffman da gitti.Galiba insan en çok kendinden bunaldığında ölüyor.
Öyle olmasa kaçıp giderdi.Ama gittiği her yere kendini de götürüyor.
Bunu dün düşündüm.İntiharlarla ilgili düşünürken düşündüm.
Philip Seymour Hoffman için öyle mi oldu bilmiyorum ama hala inanamıyorum öldüğüne.
Tek bencilce tesellim izlemediğim filmleri...
Breaking Bad'i de hala bitirmedim.
6 yorum:
ben terliksiz de ayırt ediyorum artık, klinik vakayım sanırım :/
söylene söylene anne yürüyüşü,kendi kendine konuşan baba yürüyüşü de var ki. :] onlar da çocuklarını yürüyüşlerinden tanıyolar mıdır acaba : )
yürüyüşten tanıyolar mı bilmiyorum ama birimizi çağıracağı zaman hepimizin ismini ortaya karışık yapıyolar :)
filmlerle bezenmiş yazıları okuduğum böyle güzel bir blog !
çok güzel!
:):) çok teşekkür ederim.
Bunca önemli mevzunun arasında ben hangi kelimelere takıldım? İş arama siteleri! İnsan kendinden ötesini okuyamıyor bile azizim.
Yorum Gönder