6.11.2013



Hüsam,ikibinonüç yılında sanırım eylül başında bir muhabbet kuşçusu abinin tavan arasında doğan yüzlerce kuştan biriydi.Sonra hayal olmaktan çıkıp, kardeşlerinden ayrılıp ,mecidiyeköy üzerinden aktarmalı olarak bizim eve geldi.Kafesin en dışına,salonun ise baş köşesine geçti.Biz onu ilk geldiğinde kuş sanmıştık siz de öyle sanabilirsiniz.Evet bir kuştur ama sadece bir kuş değildir.
Kendisi Tehlikeli Oyunlar'dan tanıdığımız Hüsamettin Albayın adaşıdır.Yani bir yanıyla Hikmet'tir de.Ve zaten daha çok Hikmet gibi davranmaktadır ancak göbek ismi Gökhan'dır.
Bizim evdeki ismi ise kısaca Hüsam.
Hüsam,Arnavut Şevket amca gibi lezzetli çipetpetler çıkaramasa da söyleneni anlıyor.Uzun süre baktığınızda hipnotize eden boncuk gözleriyle büyüleyici bakışlar atabiliyor.
Bunu yanında zaten yenmiş tırnaklarınızı yiyebilir.Başınıza talih kuşu olarak konabilir.Bir çok kere kendini toka zannetmişliği bile var.

Sonra ,uzaya çıkan ilk kuş ünvanını alamasa da bizim evin lambasına takılan ilk kuş ünvanını kaptı kendisi.Üstelik henüz bir uzay filmi izlememiş ve ona Gravityi'i bile anlatmamışken.
Maceraperest olduğuna da biliyoruz çünkü annemin kıymetli çiçeklerini yiyerek hayatına heyecan katıyor.Bir çok kere uyarmama rağmen tehlikeli bölgeye uçmaktan vazgeçmedi.Evet ,ona adrenalin bağımlısı bile diyebiliriz."İkimizi de evden atarlar" yalvarmalarıma rağmen vazgeçmeyerek cesaretini de kanıtladı.
Ama zaten anne azarını çizmeli kedi bakışlarıyla savuşturabiliyor.


 Hüsam'dan haberler şimdilik bu kadar.Yasal olmayan uyarı olarak şu dizeleri de yazmam gerek ancak:

"yalan! bir kuş resmi çizmek istiyorsan kanatlarından değil sesinden başlamalısın
bir isim vermelisin seslere, seslerden isimler yapmayı öğrenemediysen hala"


Hiç yorum yok: