28.10.2012





Annemlerin evde bıraktığı çocukluk günlerinden bir sıkıntı var aklımda.Çaresizlikle karışık yalnızlık duygusu öyle.Televizyon açık,henüz hava kararmamış dışarıdan çocuk sesleri gelirken biz camın kenarından dışarıyı izliyoruz.Annem tembihlemiş dışarı çıkmayın,vakitlice yatın.Perdeleri çekme vakti gelirken akşam ezanı okunuyor.Perdeleri çekiyorum.Holün ışığı yanıyor.Holün ışığı yanarken salon karanlıksa çok sıkıntılı olur.Televizyon salonda.Yataklarımız da öyle.The Last Emperor var Son İmparator.Trt 1'de.Onu izliyoruz.Dokuzda uyumuş olmalıyız,film devam ediyor sıkılsam da kanal değiştiremiyorum.Kardeşlerim çoktan uyumuş.Film amma da uzunmuş bitmedi diyorum saat dokuza yaklaşırken sıkıntı artıyor yarın okul var uyumam gerek telaşı başlıyor.Film bitmek bilmiyor saat 10 olmuş annemler şimdi gelir diyorum,ben uyuma numarası da yapamam gözlerimı kıpraştırırım biliyorum.Televizyonu kapatamam bu filmle uyukuya dalmak zorundayım,uyuyamıyorum.Sıkıntı çaresizliğe dönüşüyor.Salonun ışığını açmalıydım diyorum,sıkıntı korkuya dönüşüyor.Film korkunç değil de çocuk çok çaresiz.Ağlamaklı sıkıntı bir anahtar sesiyle uykuya dönüşüyor.Bernardo Bertolucci,beni affet.


 Yarın iş var ve ben uyuyamıyorum,film bitmiyor.

2 yorum:

Must. dedi ki...

Bugün iş var ve ben uykusuzum, rutin işler bitmiyor. (bu cümle her gün kendi kendini güncelleyecektir)

Mary Daisy Dinkle dedi ki...

benim hergün güncellenen cümlem 'burada ne işim var' oluyor.Her akşam pes edip,her sabah yeniden başlıyorum.