Kitaplar ve filmler olmsaydı çoktan delirmiş olabilirdim....Tehlikeli oyunlar,Hikmet Abi yeni kahramanım benim.
Onunla otobüse binmek onunla otobüsten inmek onunla çalışmak onunla eve dönmek.Okudukça anlıyorum ve anladıkça daha seviyorum onu.
Evde yerini filmlere bırakmak zorunda kalıyo ama kızmıyodur biliyorum.
Otobüste film izleyemeceğim için böyle bir tercih yaptım.Aslında otobüste de film izleyebilirim.
Kimi zaman maruz kalmak zorunda olduğum ve çoğu zaman başrollerinde emektar teyzelerin olduğu sohbetlerin filmleri,
akşam izleyeceğim filmlerin düşünceleri,ya da geçmiş filmlerin akılda kalan kareleri
ile bir yolculuk.Aslında kendi geleceğim ile ilgili kısa filmler de var.Ama bunlar gerçek üstüler ve çoğu zaman ben bile anlamıyorum.
Ben epeyce kalabalıkştım böyle böyle.Bir sürü oyuncusu olan bir filmin yönetmeni gibiyim.Hep beraber işe gidip hep beraber çalıştığım bir sürü başka karakterle çok kalabalığız.
Delirmedim dediysem ancak bu kadar.!
Sonra melodiler varlar bir de.Onlar sayesinde uzak diyarlara gidip,dilini bilmediğim insanlarla bile anlaşabildiğim,
içinde bulunduğum mekanı farklılaştırıp başka boyutlara açan.
Sonra sonra,birileri gelip hey uyan artık diyip dürterek uyandırır.Tam rüyalara dalmışken.Abuk sabuk düşüncelerle beynini ütüler,istemediğin şeyleri yapmaya zorlar.İki farklı dilde tartışmaya başlarsınız.
Uyuyamazsın, ne yapman gerektiğini bilemezsin,ne düşünmen gerektiğini anlayamazsın.Sonra dişin ağrır.Tüm bu sorunları birleştirip diş kavuğuna yerleştirir.
Acın daha da artar.Ağlatır ve ağlatır.
Kıvranırsın.Dahası evde ağrı kesici yoktur.Rüyanda çantanda aspirin bulduğunu görürsün,uyanırsın aspirin yoktur.Sonra şu salak dünyadaki tek ve en önemli derdin o aspirin oluverir.Dişçiye gitmek en büyük kurtuluşundur,Gündem değişir.
Onunla otobüse binmek onunla otobüsten inmek onunla çalışmak onunla eve dönmek.Okudukça anlıyorum ve anladıkça daha seviyorum onu.
Evde yerini filmlere bırakmak zorunda kalıyo ama kızmıyodur biliyorum.
Otobüste film izleyemeceğim için böyle bir tercih yaptım.Aslında otobüste de film izleyebilirim.
Kimi zaman maruz kalmak zorunda olduğum ve çoğu zaman başrollerinde emektar teyzelerin olduğu sohbetlerin filmleri,
akşam izleyeceğim filmlerin düşünceleri,ya da geçmiş filmlerin akılda kalan kareleri
ile bir yolculuk.Aslında kendi geleceğim ile ilgili kısa filmler de var.Ama bunlar gerçek üstüler ve çoğu zaman ben bile anlamıyorum.
Ben epeyce kalabalıkştım böyle böyle.Bir sürü oyuncusu olan bir filmin yönetmeni gibiyim.Hep beraber işe gidip hep beraber çalıştığım bir sürü başka karakterle çok kalabalığız.
Delirmedim dediysem ancak bu kadar.!
Sonra melodiler varlar bir de.Onlar sayesinde uzak diyarlara gidip,dilini bilmediğim insanlarla bile anlaşabildiğim,
içinde bulunduğum mekanı farklılaştırıp başka boyutlara açan.
Sonra sonra,birileri gelip hey uyan artık diyip dürterek uyandırır.Tam rüyalara dalmışken.Abuk sabuk düşüncelerle beynini ütüler,istemediğin şeyleri yapmaya zorlar.İki farklı dilde tartışmaya başlarsınız.
Uyuyamazsın, ne yapman gerektiğini bilemezsin,ne düşünmen gerektiğini anlayamazsın.Sonra dişin ağrır.Tüm bu sorunları birleştirip diş kavuğuna yerleştirir.
Acın daha da artar.Ağlatır ve ağlatır.
Kıvranırsın.Dahası evde ağrı kesici yoktur.Rüyanda çantanda aspirin bulduğunu görürsün,uyanırsın aspirin yoktur.Sonra şu salak dünyadaki tek ve en önemli derdin o aspirin oluverir.Dişçiye gitmek en büyük kurtuluşundur,Gündem değişir.
3 yorum:
Her şey normal. Yörüngemiz biraz kaydı sadece..
Imdb'ye sorunca söylemiyor ama bir de şöyle bir filmi var Jeremy Clapin'in: http://www.youtube.com/watch?v=Pq2hPgSzIwg
:) teşekkür ederim,hazine bulmuş kadar oldum en az Skhizein kadar güzeldi ve tabi o enfes müzikleri de :)
Yorum Gönder