29.06.2014





Boş mide mi yoksa dolu mide mi daha az ağrır,bunu öğrenmek için bir şeyler yemeye çalıştı.Boğazından geçerken büyüyen bir şeyler.Yiyemedi.

Aslında beyninin içinde ordan oraya çarpan,sonra kendi kendine iç içe geçip neye benzediğini bilmediği bir şeyi oluşturan resmin parçalarıydı midesini ağrıtan.Bazıları, annesinin bin beşyüz parçalık puzzle ı yaparken zorla oldurmaya çalıştığı parçalar gibi yanlış,bazıları yerli yerinde ya da değil,bilmiyor ya da hiç emin olamıyordu. 
Tüm bunları düşünürken,bilgisayar ekranına bakıyordu.o ciddi surat ifadesi ve gayet asık suratıyla.Kendini gördü ekranda.Tozlanmış ekranda.alnındaki çizgiyi gördü önce.Evet,kaşlarının arasında ki surat asma izi çok derindi.Bu görüntüyü beğenmedi.Baktığı sayfada yüzünden başka bir şey göremiyordu.Yeni sekme açtı,arka fonda koyu renk olan başka bir sayfa.Kayboldu.
Ağrı ve soru işaretleri arasında fonda bu kargaşaya hiç de uyum sağlamayan bir melodi çalıyor.Bu çok ünlü melodinin adını bilmiyor ama melodi Ravel'in Bolero'su.
Bir film belirdi kafasında muhtemelen melodinin geçtiği bir film.Halılar ve nedense çöl.Filmi hatırlayamadı ,adını bilmediği bu melodiyi nasıl bulacağını bilemedi.Filmi arasa,adını bilmediği melodinin geçtiği filmi...mırıldanmaya devam etti.




Hiç yorum yok: