27.05.2014


Dünyanın en sıkıcı günü,yani yürümeye başlasam kasım ayına kasım ayında varamam arabayla bile çok uzak ,mesafesinde.
İki gün önce görsen de daha ayrılırken özlemeye başlamak gibi bir durum içindeyken işte o iki günden sonraki gün gibi hemde.

Sıkıcı ve annem hala iyileşmedi.Çat kapı misafir "aa odalar da ferahmış" ,geçmiş olsun ve hayırlı olsunları birbirine karıştırıp kokteyl yaptı,içtiler çaylarını.Misafir cimcimesi çocuğu abidikle gubidiğin kafesini sallarken yakaladım.(abidikle gubidik bizim nurhayatla hikmet 2'nin kod adları.Hikmet 2 her gün günün ilk ışıklarıyla kafamın içinde cikciklediği için onlara kızdığımda böyle haykırmaya başladım) Senin odan nerde diyip direk odaya dalmıştı.Komşuculuk adlı oyunu oynamak istediğini söyledi.Çocuklar benim de çocuk olduğumu görür görmez anlayabiliyorlar.Kendimi daha iyi kamufle etmeliydim! Bana misafirliğe gelmiş miş.Zaten bunu oynadığımızı söyledim ama anlamadı.Tam komşuculuk oyununa başlamış görünmez pastalarımızı yiyorken,müsade isteyip kalktılar.Çünkü hasta ziyareti bunu gerektirirdi.Cimcime,beni evlerine götürmeye çalıştı ama gelemeyeceğimi söyledim.Görünmez pastalarımı bitirmeliydim.Yine geleceğini söyledi giderken.Annesi  sandalyeleri birleştirip ev yapmasına izin vermiyormuş çünkü, öyle dedi.Bir daha ki sefere ev yapmaca oyunu oynamak üzere anlaşmaya varıldı,tek taraflı.

Akşam oldu hala sıkıcı,yarın da misafir gelebilir.Hafta sonlarını birleştirip kasıma ulaşacağım.

Hiç yorum yok: