29.09.2012

" ben dünyaya karşı 'durmak' ile meşhurum"


Ben Papillon olamazdım belki Luis Dega belki de daha baştan kaybeden Clusiot'umdur dedim kendi kendime.
Bazen olur öyle kafamdan geçeni farketmeden seslice de söyleyiverdiğim.
Geçenlerde pazar günü de çalışıyor musunuz diyen bir telefon sesine de sarı tuvalet terliğini bilir misin demişim.Hani kenarı kopuk olur ya.

Halbuki ben bunu da düşündüğümü sanmıştım.
Pardon anlamadım dedi.Allah'tan anlamadı.Anlasaydı daha çok üzülebilirdim.
Bazen etrafımdakiler anlamaz gözlerle yine ne diyo bu salak der gibi bakıyorlar.Baksınlar!
Ben onların saçmalıklarına karışıyor muyum.Bir de ayıp olmasın diye söylediklerini dinler gibi yapıyorum pek anlamasam da.
Yoksa banane avon'dan bilmem neden.
Ben bunları düşünürken kadın telefonda bir şeyler anlatıyor birilerine.
Hiç kemkümlemiyor.Ben hiç beceremedim böyle konuşmayı.
Kadın ,olur olmaz -ki bu konuşma başlı başına yerli yersiz- her cümleyi gereksiz bir sahiplenme eki ile sahipleniyor.
"bilmemkim hanımcığım,kaşecime de söyledim,elemanım yok,kuryem de şimdi çıktı"
buralar hep benim demeye çalışıyor sanki.

Buralar benden sorulur.
Ya da belki de işini sahipleniyor.Ben hiç bir işi böyle sahiplenemedim hayallerim dışında.
Hala düşünüyor muyum yoksa bütün bunları söyledim mi ikileminde melek diye bir ses duyup istemsizce hoop diyorum.Ya da demiyorum.Kendimi bir keşmekeş trafiğin içinde buluyorum dalıp giderken.Sonra bi bakmışım tekrar sabah olmuş ve ben aynı yoladüşüncelere tekrar koyuluyorum.

Hiç yorum yok: