Indiana Jones and the Temple of Doom...En sevdiğim İndiana filmidir.Sayısız kere izlemiş her izleyişimde aynı heyecanı yaşamışımdır.Geçen cumartesi sıkıntıdan patlamış bi halde tv kanallarını zaplarken kıbrıs kanallarının birinde rastladım hem de en eğlenceli kısmında şu yılan dolmalarının,maymun beyinlerinin yendiği yemek sahnesinde..
oturup bi güzel izledim.Ezberlediğim sahnelerinde bile heyecanlandığımı farkettim.Özellikle de devamlı olarak "kalilema" diyen kırmızı kafalı,boynuzlu adamın ki her izleyişimde gıcık olurum ona kalp çıkarma sahnesi ve Willie'nin son anda volkana atılmaktan kurtulması nefes kesen sahnelerden...(Bi de ben bu sahneyi ne zaman izlesem aklıma cehennem gelir,cehennemin o volkandan bile berbat bi yer olacağını düşündükçe acayip tırsıyorum ölmekten)
Neyse güzel film ama ya tabi salakça tarafları da var yani bizim battal gaziye kızıyoruz ama Indiana Jones amcamında ondan eksik kalır bi yanı yok.Hadi o hareketli odada pestil olmaktan kurtuldun,kan içirip büyülediler onların kölesi oldun ondan kurtuldun,o iri yarı herifle dövüştün taş kırma makinesinden kutruldun üstelikte o minik kral velet voodoo kuklana iğneler batırırken, madenden çıkmayı da başardın bi şekilde ama ya köprü sahnesi etrafın kılıçlı adamlarla ve altındaki nehirde timsahlar doluyken ve de köprünün ortasındayken nasıl kurtuldun be adam :)neyse biz oralarını karıştırmayalım belki de bu absürtlüklerden seviyorum bu filmi tam şimdi hakkın rahmetine kavuşacak derken kurtulmasında....
Bunu dışında bi de son sahne var tabiki hindistandaki ingiliz askerleri film bu açıdan rahatsız edici...
Unutmadan Harrison Ford'un o dönem ne kadar ama ne kadar yakışıklı olduğunu söylememe gerek yok sanırım:))Keşke o son filmi çekmeseydi hep eski indiana olarak kalsaydı aklımızda olmazmıydı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder