30.01.2009

Çocukluğumdan...

CLEMENTINE

Her cumartesi TRT'de yayınlanırdı muhteşem Fransızca bir jenerik şarkısı vardı. O günün çocukları arasında bugün ekol olmuş bir dizidir. Bu Clementine uçak kazası geçirip sakat kalmış bir kızcağızdı. Birgün buna kocaman bir küre içinde uça uça Hemera diye güzel bir cadı geliyordu. Sonra Clementine bu cadıyla dünyayı gezerek maceradan maceraya koşuyor, yürüyor,uçuyordu. Bu dizide çok korkunç ateşten adamlar vardı. Bunların patronu Malmot idi. Acayip tırsardım bu çizgi filmden :/


MOCK VE SWEET


çuç çu ri çuç çuu dorrik dorrik moguu moguu... Herhalde gelmiş geçmiş en sevimli,en şeker çizgi tipler, bu köstebek kardeşler Mock ve Sweet idi. Hele o Mock'un pilot şapkası ile gözlükleri çok bitirimdi :)

ATLI KARINCA (Carrusel)




Hafta içi akşamüzerleri yayınlanan çocuklar için yapılmış bir Meksika dizisiydi. Feride Çalıkuşu tadında genç muallime Himena, yaramaz öğrencilerle dolu bir sınıfın öğretmeni olarak çalışmaya başlıyordu. Tabii zamanla öğrencilerin kalbini kazanıp bunların dertleriyle uğraşmaya başladı. Aman ne tipler vardı bu sınıfta inanamazsınız, sarışın, zengin ve güzel Maria Huakina vardı, bu kız sürekli dantel eldivenler giyer ve diğerlerini küçümserdi. Sirilo vardı, fakir zenci oğlan, bu Maria Huakina'ya aşıktı, Maria da bunu ezer dururdu. Valeria vardı, ukala, gözlüklü birşey bunun sevgilisi David idi, ara sıra kıskançlık kavgaları çıkartırdı bu kız. Ama en unutulmaz tip Hayme Pahilyo denen toramandı kesinlikle.

ÇARLS İŞ BAŞINDA (Charles in Charge)


Çarls ev kirası vermemek için bir ailenin yanında yaşar, karşılık olarak çocuklara dadılık ederdi.Çarls'ın cerzebeli annesi ile düpedüz salak arkadaşı Badi diğer unutulmaz karakterlerdendi.

LAFF-A-LYMPICS OLİMPİYATLARI


Scoobyler, Yogiler ve de Gerçek Kötüler. Bütün karakterler diğer çizgi serilerden toparlama tanıdık tiplerdi. Gerçek Kötüler hep hile yapar, yaptıkları hile en sonunda ağır çekim gösterilirdi. Ama hiçbir zaman kazanamazlardı. Çünkü hep Scoobyler kazanırdı.Ben hep gerçek kötülerin kazanmasını isterdim içten içe onları tutardım hehe :D


SOKAK KURBİŞLERİ


Bunlar mütemadiyen iş arayan,sürekli pizza yiyen ve tuhaf tuhaf rap yapan birtakım kurbağalardı. Bu kuşakta ayrıca Karate Kit vardı."Benim ben bir karete makinasıyım" sözü o zamanlar bolca kullandığımız sloganımız olmuştu.

NEŞELİ MATEMATİK (Square One TV)



Harika bir matematik programıydı, herşeyi matematikle açıklar, ilerde bu ne işimize yarayacak dediğimiz şeylerin ne işe yarayacağını gösterirdi. Packman de vardı bu programda. Ama en güzeli en sonunda yayınlanan Matematik Dedektifleri idi. Bunlar Kate Monday ve George diye iki detektiftiler, büronun adı da Mathnet idi. Her olayı matematik kullanarak çözüp ispat ederler, sağlamasını da yaparlardı.




MUHTEŞEM İKİLİ (Perfect Strangers)




Kuzen Larry ve Kuzen Balki! İşte bu diziden sonra kuzenler birbirine isimleriyle değil kuzen diye seslenmeye başlamıştı! Bu dizide Yunanistan'dan kalkarak Şikago'da yaşayan kuzeni Larry'nin yanına taşınan Balki'nin maceraları anlatılırdı. Bunların sarışın ve güzel sevgilileri de vardı. Komik, eğlenceli ve çok sevilen bir diziydi. Oldukça sinirli ve geçimsiz olmasına rağmen ben Lerriyi severdim nedense :D

THUNDERCATS



Bunların hepsi kedigillerden insanımsı yaratıklardı. Liderleri Lyno adeleli ve kırmızı yeleli bir tipti.Gözleri görmüyodu ve sezgileriyle hareket ederdi. Pumara, Cheetara,Bengali,Tigra diğer karakterlerdendi. Bunların yanında Kit ve Kat diye iki de çömez kedigil vardı. Hep beraber Mummra'ya karşı savaşırlardı. Sanırım cheetaraydı çok hızlı koşardı ben hep onun gibi hızlı koştuğumu düşünürdüm..Bu arada mummra denen mumya bozuntusu acayip korkunçtu


ALACAKARANLIK KUŞAĞI (The Twilight Zone)


TRT'nin ödümüzü patlatan dizilerindendi. Çok şaşırtıcı bir sonla biten gerilim öyküleri gösterilirdi. Hepsinin en büyük numarası sonunda saklıydı ve olayı en akla gelmedik şekilde bitiren sürprizli finali izlerken insanın kanı çekilirdi.Özellikle de müziği! Hala tüylerim ürperir.


BU DÜNYANIN DIŞINDAN (Out of This World)


Bu dizi bir anne-kızın maceralarını anlatıyordu ama bu kızın, ki adı Evie idi, babası uzaylıydı! Babasıyla sihirli bi küre aracılığıyla iletişim kuruyodu. Ve Evie'nin çok acayip bir özelliği vardı: işaret parmaklarını birbirine değdirince zaman duruyordu. (bu özelliğini hep kıskanmışımdır :D)


ZİYARETÇİLER


Cumartesi gecesi geç saatte yayınlanan, hepimizi çok etkilemiş bir diziydi. Bu filme dair en net hatırladığım şey siyah saçlı uzaylı hatunun fareyi kuyruğundan tutup ağzına atmasıydı :/
İnsana benziyen bu uzaylılar yüzlerini soyduklarında birer ucubeye dönüşüyolardı...


not:
büyük bi kısmı alıntı...

5 yorum:

gölge dedi ki...

Clementine, tekrar izlemek istediğim çizgi film, o zamanlar herkes gibi bizde kardeşimle tırsarak izlerdik, tırstığımız halde kopamazdık. Her cumartesi Clementine'i beklerdik. Neşeli matematiği de severdim. Eğlenceliydi.

Mary Daisy Dinkle dedi ki...

çok ilginç dimi çizgi filmin bu derece korkutuyo olması...Sanırım diğer çizgi filmlerden daha gerçek geliyodu bize.

gölge dedi ki...

Evet, dediğin gibi gerçeklik payı bulmamızdan belki. Bunları göstermiyorlar artık. Daha salakça diziler ve çizgi filmler var. Bir kaç defa okudum. Okudukça hatırladım. Hatırladıkça özledim.

Unknown dedi ki...

Selam!Clementine,Mock & Sweet,Atlı Karınca,Charles İş Başında ve bir çoğunun müziklerini hatırlıyorum.Telafuzları saçmalamak kaydıyla ama yaklaşık olarak söyleyebilirim :):)."Doori moguDAAA!Dori dorii!YOOOO LOOO".Ya da şöyle: "Kaaaruuuseeel le moooo.Dı karusEeel bellamoooo" filan gibi :D:D:D.Atlı Karınca'da tombul Hayme Pahilyo kesinlikle en çok hatırlananıdır.Sirilo habire "Aaaah Maria Hukina Ah!" diyodu.
Ayrıca Spartakus ve Rebeca diye bir çizgi film vardı.Olağanüstü güzel bir cingılı vardı.Shagma'yı arıyorlardı.Malmot paso birilerini Clementineyi ayartması için görevlendiriyordu.Hiç biri başaramıyordu ve ateşe atılıyordu.Mustiler ilkti(Kedi ailesiydiler),Voltran,Robotek,Laserion,Alis Harikalar Diyarında,Robot Rüyası,Thunder Birds,Thunder Cats (Thunder!Thunder!Thundercats!HOOOOOOOVV-Kılınç uzuyodu :D),He-Man vs hepsini hatırlıyorum.Gösterime yeni bir çizgi film girince acayip seviniyordum.Çünkü çok uzuyordu ve ekrana yeni bir şey çıkacak mı diye yapışıyordum.Çıkmayınca "Gene mi aynısı yaaa!" diye kızıyordum.Ama sonra ölmüş hayvanımı özler gibi özlemeye başlıyordum.Ama bir tanesi vardı,onu sevmiyordum.Bir karakter,hayali olarak arabaya,bisiklete filan biniyordu.Operadaki Hayalet,Laura Mars'ın Gözleri,Pinokyo,Kartallar Yüksek Uçar,Dallas,Atlantisten Gelen Adam,Zorlu İkili (Demsy & McPhase gibi bişeydi),Kuzen Lary (Bu çimenleri koyunlara aynı boyda nasıl yediriyorlar? :P ) vs vs vs.TRT 2 ilk açıldığında,sanırım ilk yayınlanan film Bali Yolu oldu.Bir şey daha söylemek istiyorum.Asla saate bakmazdım.Sanırım hiç kimse de bakmazdı.İzlenceler tam başlarken TV 'nin başında olurduk.Beden saatimiz ve içgüdülerimiz inanılmaz doğru çalışırdı.Ben 9-10 aylıkkenki bazı enstantaneleri bile hatırlıyorum.Telapati kurduğumuzu kesin olarak hatırlıyorum.Abim de iyi hatırlar benim.Doğruluyoruz biribirimizi.Off ya!Bir hoş oldum.Coştum ve hüzünlendim bir yandan.Sağolun! :))))

Mary Daisy Dinkle dedi ki...

:) sen de sağol,yorumunu keyifle okudum ve unuttuklarımı hatırladım.sahiden de saatler şaşmazdı.cumartesi günü sabahın köründe kalkar tontonlor ponponlar yarışıyoru izlerdim,sonra cumartesiden cumartesiyeyi....
sonra sonra körfez savaşını hatırlıyorum.tam da taş devrinin zamanlarında savaş görüntüleri ve haberlerle keserlerdi bi daha başlar mı diye bi umutla beklerdik ama nafile.savaş kavramını öğrendik garip bi şekilde böylece...