''sevgili doktor,
beni rencide ettiniz. ve ben açıkçası bunu sizden beklemiyordum, insanlara hasta olduğumu söylüyorsunuz. onlarla konuşmaya çalıştım fakat hiçbiri dinlemedi. tam konuşmaya başlarken acele laflar edip gitmeleri gerektiğini söylüyorlar. sanırım size daha çok inanıyorlar. önemsiyorlar da üstelik. bir defasında şizofren dediğinizi duydum. sonra anlayamadığm bir sürü şey. siz anlattıkça, onlar kafalarını sallıyorlar. sınıfta ön sıralardaki çocuklar gibi.
kahretsin!..
haklı olamazlar. onlara nasıl zarar verebilirim. onlar yaşamıyor doktor! türkü söylediklerini duymadım inanabiliyor musun? aşık olmuyorlar, uykusuz geçirdikleri tek bir gece yok.
tanrı'yı bu şehirde istemiyorlar.
bu arada iş için gönderdiğim başvuru formlarına referans olarak ıra, eta, hamas yazmamı garip karşıladınız. ben akşam çayı için bazen bask'ta, bazen şili'de, somali'de, iskoçya'da içiyorum. bunun adı dostluktur doktor.
sınırlar yürümesini bilmeyenler içindir.
kabul, bunlar gibi iyi vatandaş olamadım. Ama siz bürokrasi kuyruklarının mutsuz kölelerisiniz.
zavallılar!
şimdi yerlerinizi değiştirin, yeni oyunlara hazırlanın.
geveze tanrılarınız yeni bir perde istiyor.
sizi elimde simitle izleyeceğim. gazoz içeceğim koşuşturmalarınıza.seçme hakkınız aklınızdan bile geçmeyecek.
evet bayım, bazı şeyleri anlayamadığım doğru...
haftanın üç günü, iş dönüşü uğrayıp kuaförden aldığınız karınızın yanında duran, avlanmayı, sürü beklemeyi beceremeyen şu küçük tüylü yaratığı niçin yanınızda tuttuğunuzu anlamıyorum örneğin. bir gecelik aşkın, kirli şehvetin, sarhoş sevişmelerin genç kızların rahimlerine bıraktığı ceninlerin, yaşlı bir kokananın kırışık cildine sürülmesini anlamıyorum. tayland'lı sekiz yaşındaki yoksul köylü kızların kasıklarındaki batılı sancıyı anlamıyorum. ağızlarında tanrı sözleri, emek sömürücüsü, ucuz işgücü avcısı insanların tanrı'yı mali danışman olarak görmelerini de anlamıyorum. ve bunları anlamadığım her gün büyük şölene biraz daha yaklaşıyoruz.apaçiler'in güney afrikalıların, herlemli zencilerin, lübnan ve perulu gerillaların katılacağı devrim şölenine.
o gün orda olacaksınız doktor. avuçlarınız terleyecek, saygıyla titreyeceksiniz ezilmiş halkların ağırbaşlı düğün coşkusunu göreceksiniz.
sizi reddediyorum doktor!
hakkımda hiçbir yargıda bulunma hakkına sahip değilsiniz.akademik kariyeniz değil yüreğiniz yetmiyor. kıçınızı serdiğiniz o deri koltuğunuzu ve bağıl değerlerini reddediyorum. hayatı tanımlamaya ilişkin ortaya koyduğunuz ekonomik temelli yaklaşımların tümünü reddediyorum.
kapital ahlak kahrolsun!
...
Tarık TUFAN ( kekeme çocuklar korosu'ndan)